1- Turist Kimdir? Turizm Nedir?
2- Çekim Yeri’nin Cazibesi ve Reklamı
3-Turizmin Yapay Zekâsı: Acente
4-Hangi Turizm? A- Kültürel B- Doğa C- İnanç D- İş ve Kongre E- Sağlık
5-Turizm Otomobilinin Vitesi: Siyaset
ÖZET
Bireylerin Dünya’yı, kültürleri, doğayı, inançları tanıma ve tarihi yaşandığı dönemden farklı bir zaman diliminde hissetmek için yaptıkları seyahate ve bu seyahat sırasında yaşanan ekonomik ilişkilere “Turizm” faaliyeti adını veriyoruz. Turizm dediğimiz kavramın içini doldurmak; turizm faaliyetinde bulunan bireyi yani turisti, turizmin içeriğini, türlerini ve turizmi etkileyen faktörleri incelemekten geçiyor. Bu çalışma, turizm sektörü içerisinde iki yılı aşkın süre bulunma fırsatına sahip olan yazarın tam da bu noktada yeni ve farklı bir pencere açmaya çalışarak, turizmin ne, turistin kim olduğu ile başlayıp, turizm faaliyetlerinin siyasal karar alma mekanizmasının etkilerine nasıl tepki verdiğini anlatmaya çalışacaktır.
Dipçe: Bu çalışma; 2019 yılının son aylarında Çin’de başlayan, 2020 yılı içerisinde bütün Dünya’yı etkisi altına alan “Koronavirüs” pandemisinden bağımsız olarak kaleme alınmıştır. Günümüz turizm faaliyetlerinin, mevcut pandemi koşulları nedeniyle aksaklıklara uğradığını, kısıtlı katılımcı ile belirli zaman dilimlerinde, daha dar lokasyonlara seyahat sağladığını ve turizm faaliyetlerine katılım koşullarında farklılıklar yaşandığını belirtmek gerekmektedir.
1-Turist Kimdir? Turizm Nedir?
Bireyin Dünya üzerindeki farklı destinasyonları gezmek, görmek ve tanımak amacıyla gerçekleştirdiği yolculuğa “Turizm” adı verilir. Turizm faaliyeti gerçekleştirirken birey; yaşadığı çevreden farklı olan kültürel dokulara temas eder, doğaya ayak basar, inanç sistemlerini ve bu sistemlerin mekanlarını tanır veya tarihsel öneme sahip bölge ve yapılarda bulur kendisini. Aynı zamanda yapacağı bu yolculuk esnasında belirli ekonomik ilişkiler kurarak piyasa döngüsünde yerini alır. Turist, turizm faaliyetini gerçekleştirirken kendisine fayda sağlayacak ekipman, ulaşım hizmeti, beslenme ve konaklama hizmeti ve son olarak rehber hizmeti satın alabilir. Turist, bu ekipman ve hizmetleri bireysel olarak temin edebileceği gibi, profesyonel bir hizmet paketinin içerisinde de satın alarak yolculuğa çıkabilir. Profesyonel hizmet olarak burada kastedilen şey ise tüzel kişiliğe sahip olan “Seyahat Acenteleri” olmakla beraber, turiste özel program ve ekipman hazırlayabilir veya daha önceden hazırlanmış olan programın içeriğini turiste sunarak onun ilgisini cezbedebilir. Seyahat Acenteleri için ayrı bir başlığımız bulunduğundan rotamızı tekrar turist kavramına çevirmekte yarar var. Resmi tanımı ile turist; bir bölgeyi, bir şehri veya bir ülkeyi gezmek, görmek, tanımak gibi kültürel ihtiyaçları yanı sıra eğlenmek, sosyalleşmek veya günümüzde ön plana çıkan bir başka unsur ile sağlığını iyileştirmek, ruhen ve bedenen rahatlamak amacıyla, kendi yaşadığı yerden en az 24 saatliğine ayrılan ve bu ayrılış esnasında ekonomik ilişkiler içerisine giren kişiye denir. Ancak burada ufak bir parantez açarak bu genel tanımın artık belirli noktalarda geçerliliğini kaybettiğini söylemeliyiz. Bireyin içinde bulunduğu dünyadaki aktif ve yoğun siyaset olgusu, ekonomik bunalımlar, şehir hayatının kaotik etkisi, özellikle bürokrasi şehirleri ve metropollerde görülen hava ve çevre kirliliği bireyi doğal yaşama yani doğaya çekmektedir. Ancak bu doğaya kaçış, devam eden şehir yaşantısı nedeniyle günübirlik kaçamakları daha cazip kılmaktadır. Bu nedenle bireyin, bireysel olarak veya acente hizmeti ile günübirlik doğaya kaçışı, yani ikametgahından başka bir destinasyona gidişi, gittiği yeni alanı keşfetmesi ve gözlemlemesi ve bu yolculuk için ve yolculuk esnasındaki ekonomik ilişkileri bireyin “Turist” adını almasına engel olmamalıdır. Ki bu yolculuk sadece doğaya değil aynı zamanda yakın mesafedeki bir başka şehre de gerçekleşebilir ancak turist olan birey bu yolculuğu ile belki de bu yeni şehre ilk kez ayak basıyordur. Turist kavramı da tıpkı turizm gibi zaman içerisinde evrim geçirmiş, bünyesine yeni özellikler kazandırmıştır. Turist; artık şehir yapıları/mimarileri kadar doğa ile de ilgilenmeye başlayan, belli başlı destinasyonların dışına çıkarak araştırma yapan, bu araştırmasında iletişim araçları ve teknolojinin yardımıyla farklı doğal güzellikleri keşfeden, tatil kavramının içeriğini değiştirerek, sabit otel konaklaması yerine, birden farklı bölgeyi araçla veya yürüyerek gezip görerek, gerektiğinde konaklamasının bir bölümünü çadırda yapan ve macera arayan kişiye dönüşmüştür. Üstelik eskiden her turist dar bir çevreyi -ki bu çevre çoğunlukla ailesi ve arkadaş çevresi- sadece anlatım ve fotoğraf ile etkileyebiliyorken, günümüz teknoloji yaşamında anlık canlı yayınlar, sosyal medya hesaplarından paylaşılan fotoğraf ve videolar ile hem kendi çevrelerini hem de açık dünyayı etkileyebiliyorlar. Turistin bu paylaşımcılığı ve sabit destinasyonda otel konaklaması zevkinin yerini macera arama duygusunun almasıyla beraber yeni insanlarla tanışarak sosyalleşme ihtiyacını da daha büyük ölçüde karşılamaktadır. Turistin doğa ile olan temasının bir başka evrimi de bilinç konusunda gerçekleşir. Nedir bu doğa bilinci? Turist ayak bastığı, temiz hava aldığı, ruhen huzur bulduğu doğayı hem kendisinin tekrar gerçekleştireceği hem de başka turistlerin gerçekleştireceği ziyaretler için ve aynı zamanda kaçtığı şehirdeki kirlilikten -hava, çevre ve ses kirliliği başta olmak üzere- aldığı ders ile temiz tutma sorumluluğunu kendisinde hissetmektedir. Turist; şehir yaşamındaki ve çevreye zarar verici alışkanlıklarını şehir içerisinde devam ettirse dâhi doğaya çıktığında bu alışkanlıklarını köreltme eğilimi göstermektedir.
İnsan, tarih boyunca yaşadığı ikametgâhından farklı ikametgâh adreslerine gitmek zorunda kalmış, bu yer değiştirme sürecinde konaklama alanlarında ekonomik ilişkiler kurmuş ve yolculuğu boyunca çeşitli ekipmanlara ve hizmetlere ihtiyaç duymuştur. Zorunlu olarak gerçekleştirdiği bu yolculukların yanı sıra farklı yerler görme ve tanıma arzusunu da hep içinde barındırmıştır. Tarih boyunca gelişen bu duygu, günümüz dünyasında seyahatin temel nedeni halini almıştır. Latince “Tornus” kelimesinden türeyen “Turizm” ise insanların gezmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla gerçekleştirdikleri yolculuklar, bu yolculukların sürdürülebilir olması için bir bölgeye, bir şehre veya bir ülkeye cazibe çekmek amacıyla gerçekleştirilen kültürel, sanatsal ve ekonomik çalışmalar ile turistin gezi planı boyunca ihtiyaç duyacağı hizmetlerin sunulmasıdır. Günümüz turizm dünyasının temel odağında seyahati planlayan, seyahat için gerekli ekipmanları ve ulaşım, konaklama, eğlence gibi hizmetleri sağlayan acenteler bulunmaktadır. Turistin ve turizmin tanımsal kavramlarını açıkladığımıza göre sonraki durağımız turistin ve hizmet sağlayıcısı olan acentenin, turizm faaliyetini gerçekleştireceği yolculuğunda rotasını hangi koşullara bağlı oluşturduğunu inceleyebiliriz.
2-Çekim Yeri’nin Cazibesi ve Reklamı
Gerçekleştirilen turizm faaliyeti ile turist; görmek ve gezmek istediği yere ulaştığında, burada bir turizm deneyimi yaşar. Bu deneyimle sürecinin baş aktörlerinden biri gidilmek istenen yerin çekici-itici faktörlerdir. Çekim yeri; kapsamı büyükten küçüğe olmak üzere bir kıta, bir ülke, bir şehir, bir bölge hatta bazen bir şehrin içerisinde yer alan bir bölgede bulunan tek bir yapı dahi olabilir. Çekim yerinin özelliklerini anlatmadan önce makalenin okunmasını kolaylaştırıcı bir bilgi vermek gerekiyor. Ulaşılabilir birçok makale “itici faktörleri” turistin, çekim yerine gitmesini sağlayıcı ve kolaylaştırıcı unsurlar olarak kullanır. Bu makalede ise “çekici faktörler” turistin çekim yerine gitmesini sağlayıcı ve kolaylaştırıcı unsurlardan bahsederken “itici faktörler” ile çekim yerinin çekimini azaltıcı ve çekim yerine gitmeyi zorlaştırıcı unsurları (savaş, terör, doğal afetler, salgın hastalıklar, kara propaganda, başarısız reklam politikası, yüksek maliyet kısıtlı hizmet imkânı vb.) anlatacaktır. “Dolayısıyla turist, kendini seyahate yönelten psikolojik, fiziksel ve sosyal nedenlerin yanı sıra, çekim yerinin çekiciliklerini, kolaylıklarını, ulaşılabilirliğini, fiyatlarını ve hatta imajını da düşünerek bir karara varmaktadır” (Çakıcı & Aksu, 2007, s. 183). Günümüz iletişim çağı, turistin çekim yeri belirleme konusunda çok fazla kaynaktan çok fazla bilgiyi önüne sunmaktadır. Bu bilgiler; daha önce çekim yerini gezip görerek deneyimleyen diğer turistlerin sunduğu argümanlar (anlatımlar, fotoğraflar, videolar) olduğu gibi seyahat acentelerinin yine benzer argümanları, mesleği gereği çok sık seyahat eden ve tanıtıcı rol üstlenen örneğin; fotoğrafçılar gibi meslek gruplarının argümanları da turiste çekim yerini deneyimleme konusunda kendi içinde yaptığı değerlendirmede kaynak sağlamaktadır. “Bu kişiler, turistin en yakınında olan, üyesi olduğu herhangi bir grubun üyeleri olabileceği gibi; gazete, dergi ve roman yazarları, televizyon programı sunucuları, hayran olunan aktörler gibi kişinin referans grubu içinde yer alan kişilerden de oluşabilir” (Çakıcı & Aksu, 2007, s. 184). Turist; aradığı macerayı, çekim yerine ulaşırken, çekim yerinin merkezindeyken gezerek, görerek, keşfederek yaşamayı hedefler. Turistin aradığı macera; ekonomik yönden kendisini zora sokacak, can güvenliğini göz göre göre riske edecek, çekim yerini reklamından farklı bir şekilde bulmak durumunda kalacağı gibi bir macera değildir. Aklınıza bazı macera sporlarının -örneğin; paraşütle atlama gibi- hayati risk taşıdığı gelebilir. Ancak yaşanan bütün yaralanmalı ve ölümlü kazalara rağmen kasti bir tedbirsizlik söz konusu olmadıkça olayın “kaza” olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle turist, çekim yerini ne kadar deneyimlemek istese de çekim yerine ulaşımı, çekim yerindeki beslenme ve konaklama imkanını- çekim yerinin güvenli bölge olup olmadığını ve bütün bu şartlar uygun olsa dahi maddi durumunu sorgulamak zorundadır. Bu nedenle çekim yerine ilgiyi arttırmanın en temel unsuru, çekim yerinin akılda kalıcı, merak unsuru yüklenmiş olan reklamıdır. Günümüz pazarlama sektörünün turizmdeki karşılığını iki ayaklı bir yapı olarak tarif edersek, bir ayak; her bakımdan ihtiyaç duyulan hizmetlerin karşılanabildiği bir ürün -yani destinasyon- diğer ayak ise ürünü geniş kitlelere tanıtacak, sevdirecek ve merak ettirecek olan reklamdır. Ürünün ihtiyaç duyulan hizmetlerinin karşılanmasından kasıt; o ürüne yani destinasyona uygun fiyatla, rahat ve konforlu bir ulaşım ile ulaşılarak, destinasyon gezilirken yöresel ve küresel lezzetlere erişebilme, hijyen kurallarına uygun bir konaklama, turiste gerçekleştirdiği yolculuğunda eşlik ederek, yeterli ve doğru bilgi sağlayıcısı olan görevli yani diğer bir adıyla destinasyonu bilen ve gerektiğinde turistin niteliğine göre birçok dile herhangi bir sansür ve yorum katmadan, doğru anlatım yapabilen, turistlerle iyi ilişkiler kurarak turizm faaliyeti sırasında gerçekleşebilecek sorunlarda, sorunu çözmek veya alternatif çözümler yaratmak için emek harcayan tur rehberidir. Ancak rehber kavramı; profesyonel bir hizmetin ürünü olduğu için, acente başlığımızda detaylandırmak daha uygun olacaktır. Turistin çekim yeri ve çekim yerine yapacağı yolculuğunda alacağı hizmetlerin seçiminde en önemli unsurlardan biri reklamdır. Bilgi teknolojisinin yaygın ve etkin kullanımı ile çekim yeri seçimi, çekim yerine gidiş-dönüş yolları, çekim yerine özgü yiyecekler, çekim yerine manzarası veya yakınlığı olan konaklama alanları seçiminde reklamın, özellikle de web sayfaları, sosyal medya platformları ve sanal gerçeklik uygulamalarının yardımıyla sanal tur gibi dijital reklamların tanıtıcı yönü ağır basmaktadır. Bilgiye her saat ve anında erişim kolaylığı, turistin günlük yaşamdan kaçmak için yakaladığı en ufak fırsatın, çok kısa bir sürede, kolay ve hızlı rezervasyonla değerlendirilmesini sağlama açısından yararlıdır. Bu yararın turist, çekim yeri, çekim yerine turizm faaliyetleri düzenleyen seyahat acenteleri ve çekim yeri içerisindeki hizmet sağlayıcılara maksimum verim ve her bir özneyi memnun edici ekonomik ilişkiler sağlayabilmesi için reklamın içeriğinin doğru bilgiler ışığında ve geniş kitlelere hitap edecek şekilde hazırlanması gerekmektedir. “Tüketiciler görmedikleri, deneme olanağı bulamadıkları turizm ürünlerini, kendilerine sunulan bilgi ışığında tanıyarak satın almak durumundadır. Böylesi bir özellik ise, turizm hizmeti üreten, tanıtan ve sunan turizm bölgeleri ve turizm bölgelerinde faaliyet gösteren turizm işletmeleri ile tüketiciler arasında yaygın ve kapsamlı bir bilgi ağının oluşturularak, doğru, hızlı, güvenilir ve ucuz bilgi değişiminin gerçekleştirilmesini gerektirir” (Sarı & Kozak, 2005, s. 263). Reklamın da çekim araçları vardır ki bu araçlardaki şans faktörü de turistin -ya da turist adayını demek daha doğru olabilir- ilgisini çekebilir, reklam içerisinde yepyeni bir reklam ağı yaratabilir. Örneğin; çekiliş ile otobüs, uçak, gemi, tren seyahati bileti kazanma şansı, otel konaklaması kazanma şansı veya başından sonuna planlanmış bir tura katılma şansı elde edebileceği bir reklamı gören katılımcı, gördüğü bu reklamı kendi çevresi ile paylaşarak reklam içerisinde reklam yaratabilir. Günümüz sosyal medya platformlarında kullanıcılar, özellikle seyahat acentelerinin “beğen-yorum at-paylaş” üçgeniyle, bir fırsat yakalamak için, acentelerin bilet, otel konaklaması veya tur faaliyeti programlarını, kişisel sosyal medya hesaplarından paylaşarak zincir etkisi yaratmaktadır. Reklamı, kampanyayı ve çekilişi en etkin kullanan tüzel varlık olan seyahat acenteleri, bir sonraki durağımız olacaktır.
3-Turizmin Yapay Zekâsı: Acente
Turizm kavramı; kültürler arası diyaloğu ve ekonomik ilişkileri evrensel bir yolculuk haline getiren tur operatörleri yani seyahat acentelerinden ayrı düşünülemez. Ülkelerin hem iç hem dış ekonomik faaliyetlerinin döngüsünde başlıca rol oynayan, ayrıca tarihi, dini, kültürel ve hatta politik ve felsefi geçmişini Dünya geneline aktaran seyahat acenteleri; ülkelerin gelecekte ulaşmak istedikleri hedefler için çizdiği rotada baş aktörlerden biridir. Acentelerin en büyük işlevi; ürün (ulaşım, konaklama, evrensel ve yerel lezzetlerin tadımı, eğlence, destinasyon hakkında bilgi edinme) ile müşteriyi bir araya getirerek, ürünün kullanımını sağlamak, kolaylaştırmak ve ürünü tanıtım, reklam ve markalaşma usulüyle Dünya geneline yaymaktır. Günümüz küresel Dünya düzeninde, en yaygın turizm biçimi olan “Kitle Turizmi” acentelerin paket programlarına yoğun rağbet göstermektedir. Bunun nedeni; paket programların, müşterinin seyahati boyunca ihtiyaç duyacağı bütün hizmetleri kapsayıcı bir rol taşımasından kaynaklanmaktadır. Ancak bu işlevlerinin yanı sıra, herhangi bir sebeple, bir noktadan başka bir noktaya seyahat etmek isteyen müşteriye otobüs, uçak veya tren bileti düzenleme veya sadece belirli bir destinasyona transferi ile transfer yapılan destinasyondaki konaklama hizmetini de sağlayabilir. Bu işlevleri gerçekleştiren acente, ticari bir amaçla kurulmuş bir tüzel kişilik olduğundan elbette ki ürünlerini satışa sunarken kâr amacı da gütmektedir. Satın alma süreciyle başlayan ticari ilişkide müşteri; paket bir ürün veya belirli bir ulaşım veya konaklama ürünü satın alırken, hizmet sağlayıcısını kalite ve maliyet odaklı seçmektedir. Acenteler, bu işlevleri yerine getirme hususunda mutlaka hukuken bir zemine ve bu zeminin taşıdığı şartlara sahip olmalıdır. Türkiye özelinde örnek verirsek; 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu bu yasal zemini sağlamaktadır. Acentelerin hizmet sağlamada sahip oldukları özellikler, onların belirli grupların içinde yer almasını sağlar. Yine Türkiye özelinde bu konuyu kısa ve öz olarak tanımlamak gerekirse A, B ve C grubu olarak üç grubu ayırabiliriz. A grubu acenteler; bu başlık altında aktardığımız bütün hizmetleri verebilme yetkisine, B grubu acenteler; A grubu acentelerin düzenleyeceği turların bilet satışı ve uluslararası ulaşım aracı biletlerini (kara, hava, deniz ulaşımı), C grubu ise yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına özel turlar düzenleyebilir. Kolayca anlaşılabildiği üzere, A grubu acenteler turizm faaliyetini ve turizm ekonomisini doğrudan etkileyebilmektedir. “Yani A grubu bir seyahat acentesi kitle turizmi organizasyonları, dışarıdan getirici tur, dışa götürücü tur ile uzmanlık gerektiren kültür turizmi, kongre turizmi, sağlık turizmi, yat turizmi, av turizmi gibi bütün turizm dallarında faaliyet gösterebilmektedir” (Alaeddinoğlu & Can, 2007, s. 54-55). Günümüz acentelerinde en çok gerçekleşen turizm faaliyeti olan kültürel turlar; kapsamlı olarak tarihi, kültürel, dini öğeler barındıran, aynı zamanda gastronomi açısından zengin, eğlenceyi, tur akış şeması içerisinde gezilip görülen bölgelerde ve/veya yolculuk esnasında bizlere sunmaktadır. VIP adını verdiğimiz özel turlar dışında kalan turlar, program karayolu ile gerçekleştirilebilecek bir ulaşım ağında ise genellikle 19 kişilik, 31 kişilik, 35 kişilik ve 46 kişilik araçlarla, uçak, tren ve tekne gibi ulaşım araçlarıyla gerçekleştirilmektedir. Peki, paket program bir turda ortalama hangi bilgiler alınmakta ve istenilmektedir? Öncelikle tur programı satın almak istediğinizde adınız, soyadınız, telefonunuz, T.C kimlik numaramız gibi kişisel bilgiler ve iletişim bilgileri öncelikli sıradadır. İlk kez tur deneyimi yaşayacak olan katılımcılar, T.C kimlik numaraları kayıt altına alınma durumunda çekince göstermektedir. Ancak kimlik numaranız; konaklama merkezine kaydınızın oluşturulması, seyahat sigortanızın yapılması, olası bir kaza durumundaki yaralanma veya vefat durumlarında oldukça gerekli bir bilgidir. Daha sonra tur programının içeriğine göre gelmeniz gereken buluşma noktası (Program içerisinde belirtilmiş olan katılım durakları, terminal, havaalanı, liman, istasyon) size bildirilir veya program dahilindeki bu lokasyonların hangisinden tura katılacağınız kayıt altına alınır. Programa kaç katılımcının katılacağı öğrenilerek kişi sayısına göre fiyat ortaya çıkarılır. Ödeme işlemi birkaç farklı yol ile (Nakit, kredi kartı, EFT/Havale, web sayfası üzerinden online ödeme) yapılabilir. Ayrıca yaşadığımız teknoloji çağında bütün bu işlemleri, evinizden veya bulunduğunuz ortamdan hiç ayrılmadan birkaç dokunuş veya tıklama ile gerçekleştirebilirsiniz. Bu noktada, iki yıldan fazla bir süre, turizm sektöründe, acentede satış/operasyon sorumlusu olarak görev almış biri olarak şu detaya dikkat çekmeyi faydalı görüyorum: Tur satın aldığınız acente, sizinle ilgili oluşturduğu tur kayıt sisteminde, size özel bir “Not” bölümü oluşturuyor mu? Bu soru, acentenin sizi katılımcı mı yoksa müşteri mi olarak gördüğünün somut bir işaretidir. Turizm sektöründe mektepli değil, alaylı biri olarak öğrendiğim ilk bilginin “Konuklarımızın bizim müşterimiz değil, turu birlikte gerçekleştireceğimiz katılımcılarımız” olduğunu beyan etmek isterim. Not başlığına gelince… Bu alan; sizin, tur esnasında, şartlar ve öncelikler dahilinde, seyahat aracının hangi koltuğunda yolculuk etmek istediğinizden, konaklama yapacağınız binada nasıl bir oda istediğinizden, yolculuk sırasında yaşayabileceğiniz mide bulantısı, baş dönmesi vb. sağlık sorunlarına karşı acentenin alabileceği tedbirlerden (poşet, mendil, kolonya vb.) veya gerçekleşecek olan gelecekteki turlar hakkında e-posta, kısa mesaj, Whatsapp, Messenger vb. iletişim kanallarından bilgilendirme mesajları almak istemenize kadar çok sayıda farklı ancak size özel bilgiyi içermektedir. Tüm bu bilgilerin ışığında acente-katılımcı ilişkisi sağlanmış olur ve hareket saati geldiğinde tur başlar. Eğer ilk kez, acente destekli bir tur organizasyonuna katılacaksanız veya hizmet aldığınız acentede sizden yukarıda detaylıca açıklanan bu bilgileri istemiyorsa, mutlaka hizmet sağlayıcı acentenizin, sizinle ilgili bu bilgileri tur dosyasına kaydetmesini isteyiniz. Çünkü; kişisel verilerin korunması ve saklanması hususunda yaşanan sıkıntılar var olmakla beraber, farklı insanlarla, farklı konumlara gerçekleştireceğiniz seyahatlerde kişisel bilgileriniz, hizmet sağlayıcıların size daha faydalı ve hızlı hizmet sunmasına olanak sağlayabilir. Bu nedenle acente seçiminde acele etmeyiniz.
4-Hangi Turizm?
Turizm sektöründeki çeşitliliği birçok başlık etrafında toplayabiliriz. Ancak turizm faaliyetlerinin sınıflandırılmasında, bireysel bir bakış açısıyla, turizm faaliyeti içerisindeki “amaç” kavramının bizi daha doğru bir sınıflandırmaya götüreceğini düşünüyorum. Bu nedenle aşağıda kısa özetler şeklinde açıklanacak olan turizm çeşitleri amaçları doğrultusunda başlıklar kazanmıştır. Biz de yazının devamında bu başlıkların kapı deliklerinden bir göz atarak, kısa ve öz bir biçimde bilgi sahibi olacağız.
A-Kültürel Turizm: Kültür turizminin içeriğinde; mimari yapılar, heykeller, mağaralar, arkeolojik kazı alanları, farklı insan topluluklarının yaşantısı ve yöresel dokuların gözlemlenmesi amaçlarını taşır. Turist, turizm faaliyeti esnasında, seyahat ettiği bölgede daha önce yaşamış olan medeniyetlerin çeşitli amaçlarla ortaya koyduğu eser ve kalıntıları, konaklama, ticaret, savaş vb. amaçlar için inşa ettiği yapıları, yaşadığı cemiyetin dışında ilk kez gördüğü bir cemiyetin yaşam biçimini, o bölgeye ait yöresel gıda, giyim, el işi vb. ürünleri gözlemleyerek kültür turizmi faaliyetini gerçekleştirmiş olur. Bu nedenle daha önce gezip görme imkânı bulmadığınız bir şehre gerçekleştireceğiniz yolculuk, kültür turizmi olarak nitelendirilebilir. “Kültürlerarası diyalog geliştirilmesinde, doğal, tarihsel ve kültürel mirasın korunarak paylaşımında, çok kültürlü bir ortama erişimde, kültür bilincinin geliştirilip doğal ve tarihi mirasın gelecek kuşaklara taşınmasında, sürdürülebilir ekonominin gerçekleştirilmesinde en önemli bileşken kültür turizmidir” (Pekin, 2011, s. 13).
B-Doğa Turizmi: Ana teması doğa ile iç içe olmak, katılımcıların şehir yaşantısından ve gündelik streslerden uzaklaşması ve katılımcılarda çevre bilinci (temiz doğa ve canlı türlerine saygı başta olmak üzere) geliştirmek olan, bir diğer adına “Ekoturizm” dediğimiz faaliyettir. Doğa turizmi, ülkemizde çoğunlukla, günübirlik doğa yürüyüşleri ile gerçekleştirilmekte olmakla beraber, doğal güzellikleriyle ünlü ülkemizin uzun yürüyüş etaplarını bünyesinde barındırması neticesinde birkaç gün süren konaklamalı etkinlikler şeklinde de gerçekleştirilmektedir. Günübirlik gerçekleştirilen doğa yürüyüşleri; sizin ve acentenizin bulunduğu şehrin doğa ile bütünleşik ilçelerinde veya birkaç saat süren yakın seyahatlerle komşu şehirlere yolculuk yaparak gerçekleşmektedir. Doğa turizminin bir diğer olumlu yönü ise; turizm faaliyetinin gerçekleştirileceği bölge halkının sosyo-ekonomik açıdan gelişimine katkı sağlamasıdır.
C-İnanç Turizmi: Herhangi bir dini inanca ait yer, yapı, tapınak, mezar ve kentleri ziyaret etmek amacıyla gerçekleştirilen turizm faaliyetleridir. İnanç turizmi katılımcıları; kendilerini mensubu olarak tanımladıkları dini inancın gerekliliklerini yerine getirmek ve manevi açıdan rahatlamak için bu turizm faaliyetine katılırken, birçok katılımcı da yaşadığı coğrafyadaki farklı dini inançların mekanlarını gözlemleme merakıyla seyahat ederler. Dini inanç merkezleri, bizlere geçmiş dönemlerde yaşayan insan topluluklarının sosyal hayatıyla ilgili bilgiler verdiği için de ayrı bir popülariteye sahiptir. Bu nedenle inanç turizmi, sadece dini bir misyon taşımamaktadır.
“Yeryüzündeki çeşitli din mensuplarınca belirli zamanlarda ziyaret edilen kutsal mekanlar, toplumların dini hayatlarının merkezi olan, toplum hayatına yön veren ve onlara anlam kazandıran yerlerdir” (Kaynak & Sezgin, 2008, s. 352).
İş ve Kongre Turizmi: Birbiriyle bağlantılı olan iş ve kongre turizmi, yapılacak olan bir iş veya kongre için, daha önceden planlanan, reklam ve duyuruları yapılan, katılımcı listesi oluşturularak, gelen katılımcı sayısının belli olduğu turizm faaliyetleridir. Bu turizm faaliyetlerini kapsayan programlar başlıca: Ekonomik turizm, mesleki eğitim ve konferanslar, fuar ve sergi ziyaretidir diyebiliriz. İş ve Kongre turizmi ile seyahat edilen ve konaklanan lokasyonlarda ekonomik hareketlilikler yaşanmaktadır. Yapılmak istenen iş veya gerçekleştirilmek istenen proje doğrultusunda bölgeye yatırım girdisi sağlanabilir.
Sağlık Turizm: Herhangi bir sağlık sorunu yaşayan veya beden sağlığını koruma duyarlılığı taşıyan bireylerin, çoğunlukla konaklamalı olarak şehir dışına veya hafta sonu günübirlik olarak şehir içi gerçekleştirdiği turizm faaliyetidir. Bu nedenle turizm faaliyetinin gerçekleşeceği bölgeler, doğal kaynakların bulunduğu bölgelerdir. “Günümüzde turizmin yalnız eğlenmek, yeni yerler ve insanlar görmek için değil; aynı zamanda şifalı su kaynaklarından ve iklim tedavisinden de yararlanmak içinde yapıldığını görmekteyiz” (Aydın, 2012, s. 92).
5- Turizm Otomobilinin Vitesi: Siyaset
Toplumsal yaşamın her alanını belirleyen, düzenleyen ve etkileyen unsur olarak karşımıza çıkan siyaset olgusu, turizm alanı içerisinde de etkin bir konuma sahiptir. Siyasetin; bireylerin toplumsal yaşamındaki özgürlükler, kısıtlamalar ve yasaklar ile doğrudan ilişkisi, bireylerin siyasete olan ilgi düzeyinden bağımsızdır. Özetle birey, siyasi alanda yaşanan gelişmelerle ilgilenmek zorunda değildir ancak siyasi alanın aldığı kararlardan istemsizce etkilenir. Bu nedenle yurt içi veya yurt dışı turizm faaliyetlerinde, ülkenin iç ve dış politikalarında aldığı kararlar önem taşımaktadır. İç ve dış politikada atılan adımların temelinde ise “sürekli ve sürdürülebilir” olma gereksinimi vardır. Alınacak olan her karar; siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan avantaj ve dezavantajları hesap edilerek ve aynı zamanda belirlenen yıllık, beş yıllık, on yıllık vb. plan boyunca sürdürülebilir olmalıdır. “Turizmde geleceğe de yer bırakılarak bugünün ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için iç ve dış politikada sürekliliğin sağlanması önem arz etmektedir” (Aykın & Kahraman, 2018, s. 128). Bu nedenledir ki; yukarıda bahsettiğimiz bir cümleye ufak bir anti tez oluşturmamız gerekir. Birey, siyasetle ilgilenmek zorunda değildir ancak sadece yaşadığı ülkeye ve topluma olan sorumluluğunun yanı sıra bireysel yaşantısı ve çıkarlarında maksimum fayda elde edebilmesi için siyasetle ve siyasetin belirlediği politikalarla ilgilenmeli, kendisine tanınan vatandaşlık haklarını kullanarak, gerektiğinde söz sahibi olduğunu, karar alıcılara göstermesi gerekmektedir. Yani özetle; birey, yaşadığı ülkede bulunan iktidardan maksimum fayda sağlayabilmek için sandıktaki gücünü önemsemeli, çıkarları doğrultusunda belirleyici rol oynamalıdır. Karar alıcılar ise toplum çıkarlarını önde tutarak, politikalarını ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan pozitif etkileneceği yönde gerçekleştirmelidir. Hazırlanan bütün politikaların temelinde; turizm faaliyetlerinin giderek büyüyen, gelişen ve genişleyen bir doğrultuda ilerleyebilmesi için en önemli husus güvenliktir. Bu konuya bir ek başlıkta yer vermemiz gerekiyor.
Terör ve Terörizm Faaliyetleri: Terör ve terörizm kavramlarını; devlet otoritesini sarsarak, siyasi iktidarı ele geçirmek amacıyla, toplumda sürekli, sistemli ve silahlı olarak korku ve dehşet yaratmaya çalışan faaliyetler bütünü olarak özetleyebiliriz. Terör faaliyetlerinin sürekli olarak yaşandığı ülkelerde, turizm alanı iki açıdan büyük darbe almaktadır. Bunlardan birincisi; ülkeyi ziyaret etmek isteyen yabancı turistin ve ülke içerisinde turizm faaliyeti gerçekleştirmek isteyen yerli turistin, can ve mal güvenliğini koruma güdüsüyle seyahat planlarını ertelemesi veya vazgeçmesi, ikincisi ise; turizm alanında gerçekleştirilmesi beklenen yatırımların terörle mücadelede kullanılarak, turizm alanındaki ekonomik döngünün bozulmasıdır. Turist; terör faaliyetlerinin yaşandığı bir ülkeye veya turistik bölgeye seyahat etmez, teröre rağmen turizm faaliyeti gerçekleştirmek istese dahi, bu alanda kullanılacak olan yatırım; konaklamaya, ulaşıma, rehberliğe, tanıtım ve reklama değil, güvenliğin güçlendirilmesine kullanılacaktır. “Şu bir gerçektir ki, tesadüfi terör eylemleri turistleri korkutmakta ve halk bu eylemleri unutana kadar bu durum ülkedeki turizmin akışını sınırlamakta veya değiştirmektedir” (Sönmez, Acar, Çev., & Atsız, Çev., 2017, s. 115). Terör ve terörizm faaliyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkan can ve mal güvenliğinin bir diğer etkisi ise ülkede yaşanabilecek olan siyasi istikrarsızlık dönemidir. Siyasi istikrarsızlık hem toplumun karar alıcılara olan güven ve desteğini zedeler hem de dış yatırımcı, yabancı turist ve küresel turizm imajını zedeler.
Politize Turizm: Konu siyasi istikrarsızlığa gelmişken, pencerenin diğer tarafına geçerek siyasetin topluma çok fazla nüfuz etmesinden kaynaklanan bir diğer soruna da değinelim. Kendi tanımımla “Fazla politize olmuş birey ve toplum”, özellikle iç siyasetin turizm ve turist kaynaklarını bölerek etkin kullanımdan uzaklaştırır. Özellikle Türkiye örneğini baz alırsak, politize olmamış bir toplumsal alan bulmakta zorlandığımızı söyleyebilirim. Bu nedenle yazının bu bölümde, okuyucuya herhangi bir istatistiki tablo sunmadan, kendi gözlemleriyle yazının devamını analiz etmesini amaçlıyorum. Doğduğumuz ev, bizi büyüten aile bireyleri, yaşadığımız semt ve şehir, bizimle yaşayan komşularımız, gittiğimiz okul, çalıştığımız iş vb. örnekler doğrultusunda, her bir birey, kendi çevresinin politize alanından etkilenir. Bu nedenle ailenizden ayrıldığınızda, yaşayacağınız semti, görüşeceğiniz insanları ve hatta kariyer alanlarınızı, sizinle aynı veya yakın politik görüşlere sahip insanlardan kurulu bir ortama göre seçmeye çalışırsınız. Turizm alanı, tüm politik görüş ayrılıklarına rağmen daha birleştirici bir unsur olmasına rağmen, turizm faaliyetine katılmak isteyen katılımcı, turizm hizmeti alacağı acenteyi bu açıdan da değerlendirmektedir. Turizm sektöründe geçirdiğim iki yılı aşkın süreçte şunu öğrendim ki, katılımcı, hizmet alacağı acentenin/rehberin politik görüşünü merak etmekte, kendi politik görüşüyle aynı veya yakın doğrultuda bir görüş ile karşılaştığında, acenteye/rehbere daha çok güven duymakta, turizm faaliyeti içerisinde yaşanan aksaklıklar karşısında daha anlayışlı ve çözüm odaklı olmakta ve acenteden beş kuruş para almaksızın, acentenin reklam ve tanıtımına katkı sağlamaktadır. Burada ufak bir parantez açarak yanlış anlaşılmaların önüne geçmek gerekir, farklı politik görüşlerden yalıtılmış bir katılımcı kafilesi oluşturmak, katılımcı sayısını arttırmak, katılımcıların güven ve iyi niyet duygularını kullanarak reklam ve tanıtım yaptırmak amacıyla acente sahiplerinin veya rehberlerin politik görüşlerini açıkça belirtmelerini desteklemiyor ve doğru bulmuyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz ve ticari açıdan bakıldığında, kâr amacı gütmenin kolay ve ayrımcılık kokan bu yönü aslında topluma ve turizm alanına verilen en büyük zararlardan biridir. Bizim gibi fazla politize olmuş toplumlarda, toplumsal ayrışmayı, turizm gibi evrensel ve kapsayıcı alanlardan olabildiğince uzak tutmak, amacın tarihi, doğal, kültürel harikalar üzerinde yoğunlaşması gerekir. Ancak hammaddesi insan olan bir alanda, bu tür politize davranış biçimlerinin hem katılımcı hem de turizm faaliyeti yürüten tüzel kişiler ve çalışanlarında var olmadığını söylemek gerçek dışı olur.
Kaynakça
Alaeddinoğlu, F., & Can, A. S. (2007). Türk Turizm Sektöründe Tur Operatörleri ve Seyahat Acenteleri. Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi(2), 54-55. 06 01, 2020 tarihinde alındı.
Aydın, O. (2012). Türkiye'de Alternatif Bir Turizm; Sağlık Turizmi. KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 92. 02 01, 2021 tarihinde alındı.
Aykın, S. M., & Kahraman, E. (2018). Sürdürülebilir Turizme Siyaset Engeli: Türkiye ve Hollanda İlişkileri Örneği. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Araştırmaları Dergisi, 3, 128. 03 10, 2021 tarihinde alındı.
Çakıcı, A., & Aksu, M. (2007). Çekim Yeri Seçiminde Grup Etkisi: Yerli Turistler Üzerine Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 18(2), 183. 04 12, 2020 tarihinde alındı.
Kaynak, İ. H., & Sezgin, M. (2008). İnanç Turizmi Kapsamında Dinlerde Seyahat. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Dergisi, 10(1-2), 352. 01 09, 2021 tarihinde alındı.
Pekin, F. (2011). Çözüm: Kültür Turizmi. İstanbul: İletişim. 01 09, 2021 tarihinde alındı.
Sarı, Y., & Kozak, M. (2005). Turizm Pazarlamasına İnternetin Etkisi: Destinasyon Web Siteleri İçin Bir Model Önerisi. Akdeniz İ.İ.B.F Dergisi, 263. 04 14, 2020 tarihinde alındı.
Sönmez, S. F., Acar, Çev., A., & Atsız, Çev., O. (2017). Turizm, Terörizm ve Siyasi İktidarsızlık. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 28(1), 115. 04 15, 2021 tarihinde alındı.
Comments