Algı Nedir?
Kısa ve genelleyici bir tanımla algı; dışarıdan bize yöneltilen duyusal uyarımların, anlamlı bütünsel deneyimlere çevrilme sürecinde beyinde yorumlanarak, duyu organlarımızda tepki uyandıran enerjidir.
“Algılamayı duyumsal bir bilgilenme olarak tanımladığımızda, duyma, tatma, görme, koklama, dokunma duyularından oluşan beş duyu organımız aracılığı ile ve bunlara ek olarak da hissetme duyusu yardımı ile dış dünyadan bilgi edinme sürecinden söz etmiş oluyoruz” (İnceoğlu, 2010, s. 68).
Algılamak = Görmek, Duymak, Koklamak, Tatmak, Dokunmak
“Kısacası algılama, kişinin geçmiş yaşantısından, gelecekle ilgili beklentilerinden ve o andaki duygu ve düşüncelerinden etkilenen, kişiye özgü bir süreçtir” (Özodaşık, 2009, s. 59).
Kişiye özgü bir süreç olan algı/algılama süreci nedeniyle iletişim sorunları yaşanabilmektedir. Çünkü iletişim kurmanın temelinde, göndericinin iletisinin alıcıda nasıl yorumlandığı önemli bir yer taşımaktadır. Alıcı olarak konumlandırdığımız kişide bırakacağımız ilk izlenim, iletişimimizin niteliksel özelliklerini belirleyecektir. İlk izlenimin oluşmasından önce ise aklımızda kişiler, olaylar, nesneler ile ilgili inanç ve duygularımızın oluşturduğu kategoriler bulunmaktadır. Belleğimizdeki bilgileri koruyabilmek, düzenleyebilmek ve ona göre davranış biçimi sergileyebilmek için bu kategorilere ihtiyaç duyarız. Eğer ki kategorilerimiz dışında bir söylem veya davranış ile karşılaşırsak bu söylem veya davranışı tuhaf/garip/olağandışı olarak nitelendirmemiz doğaldır. Elbette ki iletişim kanallarımızın en temeli olan da dildir. Bu nedenle dilin algılama sürecindeki rolü ve işlevi iletişimin ve bu iletişim yarattığı algının zeminini oluşturmaktadır.
Algı Türleri Nelerdir?
A-) Simgesel Algı: Semboller ve etkileşim kurulan kültürler
B-) Görsel Algı: İzlenimler
C-) Duyusal Algı: Niteliksel yaklaşım
D-) Seçimleyici Algı: Değer yargılarımıza göre yorumlama
Algılamayı Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Bireyin algısı, içinde bulunduğu toplumun veya o an işin içinde bulunduğu alanın ortamındaki nesnelerinden gelen tüm uyarıları fark edemez. Algılama sürecine girdiğinde ise, gelen uyarıları, içinde bulunduğu toplum, kültürel değerler, inandığı inanç sistemi, geçmişte yaşadığım deneyim ve tecrübelerin süzgecinden geçirdikten sonra bir tepki ortaya koyar. Ancak, dışsal faktörler; bireyin fark edemeyeceği uyarılarla/mesajlarla bireyi yönlendirebilir, davranış kalıplarını ve söyleminde kullandığı dili değiştirebilir.
Algı Yönetimi Sosyal Deneyi
Günlük hayatımızda bir çoğumuz yürüyen merdivenleri, basamaklı merdivenlere tercih ederiz. Ancak yürüyen merdivenin yanına koyulan bir tabela ve tabelada “Yürüyen merdiveni kullanan şişman insan” ile “Basamaklı merdiveni kullanan insan” şekilleri bulunduğunda bir çoğumuz daha sağlıklı, daha normal kilolarda olduğumuzu kanıtlamak için basamaklı merdiveni seçeriz. Hele bir de basamaklı merdiven rengarenk boyanmış, her basamakta farklı bir müzik notası çıkaracak bir düzenek yerleştirilmişse…İşte böylece biz farkında bile olmadan, dışarıdan bir uyarıcı bizim davranış kalıplarımızı değiştirmiş olur.
Nedir Bu Bizi Değiştiren-Yönlendiren Algı Yönetimi?
Psikolojik yönlendirme süreci olan “Algı Yönetimi” kavramı, ilk olarak 1987 ABD Savunma Bakanlığı Askeri Terimler Sözlüğü içerisinde karşımıza çıktı. Sözlük tanımına bakacak olursak: “Duygu, düşünce ve nesnel düşünceyi etkilemek amacıyla dinleyiciye/dinleyiciden seçili bilgi ve göstergeleri işaret vermek, saklamak için yapılan eylemler.”
Bu eylemler; psikolojik bir operasyon, ateşli veya kesici silah kullanılmadan gerçekleştirilen bir savaş, toplumları ve küresel ilişkileri dizayn eden bir stratejidir. Eylemlerin en temel özelliği; hedefe veya hedef kitleye mesajın doğrudan değil, dolaylı olarak, işaret verilerek, yerine konacak mesajı çarpıtarak, değiştirerek, farklı göstererek iletilmesidir. Çünkü bilinçli veya bilinçsiz olarak bireyler uygulanmak istenen algı yönetimini ret edebilir, dış etkilere kendini kapatabilir. “Propaganda herkesin ilk duyduğunda anlayacağı kadar basit olmalıdır. Üzerine düşünülerek anlaşılan bir slogan iyi bir propaganda sloganı değildir” (Özdağ, 2014, s. 32) Günümüzde en çok algı yönetimini kullanan alan olan siyaset; iletişimi ve ilkelerini siyasal iletişim olarak bir dönüşüme uğratarak kitlelerin desteğini kazanma veya kitleleri manipüle ederek bir hedefe doğru yönlendirme amacı taşır. “Algı Yönetimi” uygulanırken, sıkça kullanılan metotlar ve o metotları oluşturarak başarıya ulaştıran belli kurallar vardır.
Uygulanan Metotlar:
1- Alıştırma
2- Meşrulaştırma
3- Örtme
4- Unutturma
Metotları Başarıya Ulaştıran Kurallar:
1- Teorik Çerçeve
2- Gelişim Seyri
3- Kitle İletişim Araçları Kullanılarak Siyasal İletişim
4- İkna Edici Mesajlar ve Yaratılan İmaj
Algı Yönetimini kullanarak itibar, imaj, popülarite arttırmak için:
1- Algı Yönetiminin kullanılacağı konu/tema hakkında basit, kısa ve etkili mesajlar hazırlamak (Uzun metinlerin vereceği mesajı, daha kısa ve yaygınlaştırıcı sloganlar üretmek örnek olarak verilebilir.)
2- İletişim kanalları vasıtasıyla popülaritenizi arttırırken, rakipleriniz hakkında yapacağınız SWOT analizi (Güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar, tehditler) sonucunda ortaya çıkan verilerden yararlanarak, yarış dışı bırakmak, karalamak, etkisini azaltmak.
SWOT analizi sonucu elde ettiğiniz verilerle rakiplerinizi geride bıraktıracak bir algı oluşturmak için:
*Çarpıtma ve manipülasyon
*Gündem belirleme, haber üretme
*Suçlama
*Karalama
*Sansür
*Uzun vadede sonuç verecek olan “Toplum Mühendisliği”
Algı Yönetiminin Propaganda Süreci
1- Stratejik Propaganda = Sözde Ermeni Soykırımı
2- Ekonomik/Ticari Propaganda = Ekonominin Bozulma Tehlikesi
3- Dinsel Propaganda = Dini Referanslar Vermek, Kutsal Kitapları Kullanmak
4- Askeri Propaganda = Silahlı Kuvvetleri Kullanmak
5- Silahlı Propaganda = Terör Örgütlerinin Siyasal Propaganda Biçimi
6- Beyaz Propaganda = Kaynağı Belli, Doğru, Yaşanmış ve Resmidir.
Çağımızın Algı Yönetiminde Gönüllü veya Paralı Askerler: Sosyal Medya ve “Trolleri”
Her saniyede daha da küreselleşen ve teknoloji ile entegre olan Dünyamız ve Türkiye’de internet ve internetin doğurdu sosyal medya ile oldukça yakın temas halindedir. Günümüzde hemen her evde mutlaka bir bilgisayar, her bireyde iyi-kötü bir akıllı telefon bulunmaktadır. Artık günlük hayatta yaşadığımız olayları, duygularımızı, tepkilerimizi, bir kişiyi/olayı/nesneyi onayladığımızı veya onaylamadığımızı birkaç saniye içerisinde tüm dünya ile paylaşabiliyoruz. Bu durum; siyasal iletişimin de yakından takip ederek, gün geçtikçe daha da bu platformlarda kendine yer edindiği bir ortam oluşturdu.
Artık bir algı oluşturmak, bir algı yönlendirmek ve kitlelere daha hızlı ve daha kolay için televizyon, radyo, miting alanı gibi unsurlara ihtiyaç kalmadan sosyal medyayı kullanabiliyoruz. Siyasal açıdan ele alındığında artık Siyasal Partiler ve Sivil Toplum Kuruluşları gibi güçlü kitlelere sahip tüzel kişilikler algılara sosyal medya aracılığıyla doğrudan müdahale edebilmektedir. Bu kapsamda, haber üretmek, üretilen haberi yaymak, üretilen habere inandırıcılığını arttırmak için görsel/video eklemek ve kamuoyu oluşturmak kolaylaşmıştır.
Gönüllü olarak veya para karşılığı oluşturulan ekipler olmuş bir olaydan faydalanabilir, olayı olmamış gibi gösterebilir, olayı olduğundan farklı gösterebilir duruma gelmiştir. Özellikle siyasal partilerde bunun için oluşturulan birimler ve günümüz Türkiye’sinde özellikle AKP ile sıkça duyduğumu “Aktroll” kavramı hayatımızın içine girmiş durumdadır.
Eğer bir haberin/olayın bizzat içerisinde yer almıyorsanız, sosyal medya üzerinden haberdar olduğunuz haberi/olayı mutlaka birkaç farklı kaynaktan teyit ediniz. Algı Yönetimi konusunda oluşturulan algılara karşı olarak ortaya çıkan tepki hareketleri; haberin/olayın kaynaklarıyla birlikte doğru bilgiye ulaşma konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Birkaç örnek vermek gerekirse, yine sosyal medya üzerinden “Doğruluk Payı” oluşumu ve “Teyit.org” sayfaları doğru bilgiye ulaşmamızı sağlayabilir ve algımızı koruyabilir.
Kaynakça
İnceoğlu, M. (2010). Tutum Algı İletişim. İstanbul: Beykent Üniversitesi Yayınları. 04 23, 2018 tarihinde alındı
Özdağ, Ü. (2014). Algı Yönetimi. Ankara: Kripto Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti. 04 23, 2018 tarihinde alındı
Özodaşık, M. (2009). Kişilerarası İletişim Sürecinde Algı-İkna ve Empatik İlişkiler. Konya: Tablet Yayınları. 04 23, 2018 tarihinde alındı